Gelibolu Mutlu Son Masaj Salonu
Gelibolu Mutlu Son Masaj Salonu
Kaptan kolunu dü mene dayamış tayfaya bakıyor, güruh ipin bir ucunu tutmuş babadan çö zmeye hazırlanıyordu; yeni yolcular yerlerine oturmuşlar, ama henü z sohbete başlamamışlardı. Colin ile Mary ü ç adımda, teknenin yıpranmış cilalı gü vertesinden iskelenin çatlamış ve kararmış tahtalan ü stü ne atladılar. Anında kaptan sertçe tayfaya seslendi, delikanlı Gelibolu Mutlu Son Masaj Salonu kafasını sallayıp ipi çekti. Teknenin içindeki kapalı, havasız bö lü mde ani bir kahkaha yü kseldi, birkaç fert aynı anda konuşmaya başladılar. Colin ile Mary, kıyı boyunca ağır ağır, mevzuşmadan yü rü dü ler.
Arada bir sola baktıklarında, gö rü ş alanlan ağaçlar, evler, duvarlarla kaplıydı, fakat iyi mi olsa bir aralık çıkacaktı. I˙kisi de aynı anda fakat birbirlerinden bağımsız olarak durdular, yü ksek bir elektrik santralının kö şe duvarının ö tesinde, yaşlı bir çınar ağacının dalları arasından gö rü len, çiçeklerle dolu tanıdık bir balkona çevirdiler gö zlerini. Orada, beyazlar giyinmiş ufak tefek biri ö nce şaşkınlıkla baktı, sonrasında el sallamaya koyuldu. Uzaklaşmakta olan teknenin mırıltısını onlara seslenen Caroline’ın sesi bastırdı. Gö z gö ze gelmemeye özellikle dikkat ederek, sola, onlan evin kapısına ulaştıracak dar sokağa saptılar. El ele tutuşmadılar.
Gelibolu Mutlu Son Masaj Salonu
Merdiven boşluğundan yukan baktıklarında şö yle bir gö rdü kleri baş silueti, Robert’in onları en ü st katın sahanlığında beklediğini belirledi. Sessizlik içinde tırmandılar merdivenleri, Colin Mary’den bir iki basamak ö ndeydi. Yukarıda Robert’in boğazcaını temizleyip bir şeyler sö ylediğini işittiler. Caroline de orada bekliyordu. Son katın merdivenlerine dö ndü klerinde Colin yavaşladı, elini arkasına uzatarak Mary’nin elini tutmak istedi, ama Robert onları karşılamak için inmişti.
Her zamanki gü rü ltü cü stilinden çok farklı olan, sanki tevekkü l yansıtan bir gü lü msemeyle kolunu Colin’in omzuna doladı, son basamakları çıkmasına yardım etmek istercesine. Bu arada, sırtım çok belirgin halde Mary’ye dö nmü ş oluyordu. Biraz daha yukanda, kapının çevresinden destek alarak zorlukla ayakta duran Caroline’ın ü stü nde beyaz, dev gibi kare cepli bir elbise vardı; gü lü msemesi, sakin sevinç belirten yatay bir çizgiydi yü zü nde. I˙çtenlikli, fakat taşkınlıktan uzak, kurallara uygun biçimde merhabalaştılar, Colin Caroline’a doğra hafifçe itildi.
Son yorumlar